Besê Erzîncan: Türkiye’deki Faşizm Ancak Direniş Ve Fedailik Çizgisi İle Geriletilebilir

KJK Koordinasyon Üyesi Besê Erzîncan, Zeynep Kınacı’nın (Zilan) fedai eyleminin 27’nci yıl dönümü dolaysıyla değerlendirmelerde bulundu.

PKK gerillası Zeynep Kınacı’nın (Zilan) fedai eylemini ve şehadetini 27’inci yıl dönümünde nasıl değerlendiriyorsunuz?

Büyük şehidimiz, özgürlük tarihimizin unutulmaz komutanı Zilan (Zeynep Kınacı) arkadaş, 30 Haziran 1996’da TC. Devletinin Suriye’de Önderliğimizi imha etme amaçlı geliştirmek istediği bombalı saldırıya karşı Dersim’de bir fedai eylem geliştirdi. Bugün bu tarihi eylemin 27. yıl dönümüdür.

Öncelikle büyük özgürlük şehidimiz Zilan-Zeynep Kınacı yoldaşı ve onun şahsında Sakine Cansızlar ile birlikte başlayan Beritan, Sema Yüce, Viyan Soran, Arin Mirkan, Şirin Elemhuli ile devam eden kadın direniş çizgisini selamlıyorum. Özgürlük tarihimizin çeşitli yıllarında haziran ayında şehit düşen Gulan, Leyla Agiri, Raperin Amed, Rehan Amude ve Yusra arkadaşların şahsında tüm Kurdistan şehitlerini büyük saygı ve minnettarlıkla anıyorum.

2023 yılı itibarı ile YJA STAR güçlerimiz, TC. faşizmine karşı yürütülen öz savunma savaşımızda Zilan arkadaşın fedai çizgisi temelinde öncülük etmeye devam etmektedirler. Bu bağlamda YJA STAR, HPG güçlerimizin Zap, Avaşin, Xakurke, Kuzey Kurdistan başta olmak üzere, tüm Kurdistan’da süren gerilla direniş eylemliliklerini büyük bir coşku ile kutluyorum. Yine son dönemde Zana Rojda, Xebat Kop yoldaşlar şahsında günümüzün Zilan fedai çizgisinin temsili temelinde bir direniş gelişti. Zana ve Xebat arkadaşlar kendi kişiliklerinde Zilan arkadaşın fedai çizgisini büyük bir direniş, cesaret, kahramanlık, yurtseverlikle somutlaştırdılar. Eşi benzeri olmayan bir direniş çizgisini temsil eden binlerce yoldaşımız gibi örnek olarak yıldızlaştılar. TC devletinin tüm vahşi saldırılarına karşı Önderliğimize, halkımıza, Özgürlük Hareketine büyük bağlılıklarını, samimiyetle ortaya koyarak şehit düştüler. Değerli Zana ve Xebat arkadaşlarımızın görkemli, direniş ve özgürlük tutkusu duruşlarını saygı ile selamlıyorum.

Her bir arkadaşımız, halkımız, özgürlük güçleri, bu şehitlerimize layık olmanın büyük çabası, bilinci, iradesi ile direnişi yükseltmeye devam edecek; Kadın özgürlük çizgimizi, kadın devrimimizi, Kürdistan devrimini Kürdistan, Ortadoğu ve Dünyaya yayma iddiamızı, kararlılığımızı geliştirme, büyütme yaklaşımı, duruşu ve pratiği içinde olacaktır. Bu kahraman Şehitlerimize, Önderliğimize, halkımıza layık olmayı en büyük görev olarak bellemiş durumdayız. Kürdistan’da kadın devrimi çalışmalarımız, insanlığın ışığı olarak parlamaya devam edecektir.

Kurdistanlı kadınlar olarak Ortadoğu ve Dünyanın neresinde olursa olsun, devlet ve iktidarların bütün kötülüklerine karşı direnen kadın arkadaşlarımızla, yoldaşlarımızla, analarımızla, gençlerle, özgür kadın çizgisine inanan, kendini yenileyen erkek yoldaşlarla, özgürlük, demokrasi, emek güçleriyle birlikte özgür yaşamı, demokratik ulus modelini inşa etme çalışmalarımızı sürdüreceğiz.  İnsanlığın özgürleşme tarihinden, kendi mücadele tarihimizin pratiklerinden alacağımız derslerle, geliştireceğimiz eleştiri ve özeleştirilerle kendimizi sürekli yenileyip yapılandıracağız. Ve Mücadelemiz süreklilik kazanarak ilerleyecektir. Bu bağlamda kazanan emek, demokrasi, ekoloji, özgürlük güçler yanlısı güçler olacaktır. Biz olacağız.

 Fedai eylemin 27’nci yıl dönümünde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecrit de devam ediyor. Bu tecritle amaçlanan nedir, nasıl bir mücadele gerekiyor?

Şehit Zilan arkadaşımızın fedai eylemliliği vesilesi ile bir kez da Önderliğimizin tecrit ve işkence sistemi içinde bulunmasını gündemleştiriyoruz. Önderliğimize karşı uygulanan tecrit bizim sürekli olarak gündemimizdedir. Hareketimiz, gerilla, halkımız, kadınlar, gençler, dostlarımız büyük bir duyarlılık ile bu durumu takip etmekteler.  Türk devletinin geliştirmiş olduğu tüm baskılara, işkence ve zindanlara atılma tehditlerine karşın dağda, zindanlarda, şehirlerde, köylerde direniş ve Önderliğimize sahiplenme devam etmektedir. 28 aydır Önderliğimiz’den hiçbir haber alamıyoruz. İmralı tecrit politikaları, bütün şiddeti ve yoğunluğu ile devam etmektedir.

Önderliğimiz 25 yıldır çok yönlü, zorlu, işkenceli, mutlak tecrit altında, gerçekten anlatılamaz zahmetli koşullar içinde yaşamaktadır. En acımasız, vicdansız, hukuksuz, ahlaksız bir faşist sistem içinde direnişini sürdürmektedir. Bir kez daha Önderliğimizin İmralı direniş duruşunu selamlıyoruz. Önderliğimiz Kurdistan’ın özgürleşmesinde, Türkiye’nin demokratikleşmesinde kilit bir role sahiptir. Her geçen gün bu rolü daha da artmaktadır. Artık ilgili dost, düşman güçler tarafından da bu anlaşılmıştır. Dolayısı ile Önderliğimizin tecridini, hukuksuzluğunu gündemleştiren, herkese karşı, bizim ideoloji ve düşüncelerimizle alakası olmayan, Önderliğimizin durumuna sadece hukuksal açıdan bakıp bunu dillendiren gazetecilere karşı bile en haksız, adaletsiz saldırıların fütursuz bir şekilde geliştirildiğini de görmekteyiz. Amaçları bellidir. Önderliğimizi ve Önderliğimizin düşüncelerini mutlak tecrit altında tutmak, Türkiye’de özgürlük ve demokrasi mücadelesinin öncülüğünü yapan kadınların, halkımızın özgürlük mücadelesini tasfiye etmek, bu temelde Türkiye’deki tüm özgürlük güçlerini öncüsüz alternatifsiz bırakmak, teslim almak ve kendi hegemonyaları temelinde faşist bir Türkiye yaratmaktır.

Bu bağlamda içinden geçtiğimiz faşizm koşullarında bir kez daha Zilan arkadaşımızın 1996 yılında Önderliğimizi sahiplenme temelinde gerçekleştirdiği fedai eylemliliğini değerlendirmeli ve gerekli dersleri çıkarmalıyız. Bu temelde mücadeleyi fedai bir ruhla yükseltmeliyiz. Bu bilinç ve iradeyi güçlendirmeliyiz.

Gerilla Zilan’ın eylemi neden önemli, neden Dersim tercih edildi, amacı neydi, hangi mesajları veriyordu?

1996 yılında Zilan arkadaşımızın gerçekleştirdiği fedai eylem tarzı, Özgürlük hareketimizin tarihinde bir ilki temsil etmekteydi. İlk kez bir kadın arkadaş tek başına son derece bilinçli, örgütlü, planlı, inisiyatifli, başarılı ve sonuç alıcı bir şekilde fedai eylemi gerçekleştirmiştir. Zilan arkadaşın fedai eylemliliğinin geliştirdiği zaman ve mekân son derece önemlidir. Faşist T.C. devleti bu süreçte de tüm imkanlarını kullanarak Önderliğimizi Suriye’de tasfiye etmek istiyordu. Bu durum, tüm gerillada büyük bir öfke yarattı. Zilan arkadaşın fedai eylem yapma düşüncesi, bu temelde kendi kararı ve önerisi ile gelişti. Önderliğimize çok derin özgürlük duyguları ile bağlılığı söz konusu idi. Önderlik sevgisi ve bağlılığı, özgür yaşam istemindeki büyük kararlılığı, böylesine fedai bir çizgide katılmayı da beraberinde geliştirdi.

Önderliğimizin halkımız, kadınlar ve halklar açısından nasıl özgürleştirici bir rol ve misyonu oynadığını, genç ve tecrübesiz olmasına rağmen çok güçlü bir hissiyatla, öngörü, irade ile bunu kavramıştı. Kendisini yaşamın özgürleştirilme mücadelesinde bir özne haline getirdi. Bir kişi de olsa nasıl başarılabileceğinin yollarını gösterdi.

Önderliğimiz kadınları, insanlığı sürekli özgürlüğe, mücadeleye çeken bir duruşa sahiptir. Zilan arkadaş Önderliğimizin; kadınların, halkımızın, halkların, insanlığın özgürlük mücadelesinde nasıl stratejik bir rol oynadığını çok iyi kavramıştı. Önderliğimiz büyük emek ve düşünce gücü ile toplumu köleleştiren yaşam tarzına karşı alternatif bir kişilik duruşunu, yaşam tarzını önce kendisinde, sonra parti yapısında ve halkımızda adım adım geliştirmişti. Dolayısı ile özgürlük tarihimizde hangi zamanda ve mekânda olursa olsun Önderliğimizin hedeflenmesi, halkımızın, kadınların, insanlığın özgürlük arayışlarının hedeflenmesidir. Bu bağlamda Zilan arkadaş, son derece tarihsel bir anlamı ve içeriği taşıyan fedai eylemini başarı ile gerçekleştirmiştir. Gerçekleşen eylemin çok yönlü mesajları, hem örgüt içine hem de örgüt dışına verdiği mesajlar çok kapsamlı olmuştur. Bu eylemlilikle birlikte egemen erkek zihniyetin cinsiyetçi ideoloji ile birlikte Kürtlere dönük soykırım politikası da yerle bir edilmiştir.

Anlamlı bir yaşamın ancak ve ancak Önderliğimizle, Önderliğimizin özgürlük çizgisi temelinde yaşanabileceğini bu eyleminde kararlığı ile göstermiştir. Zilan arkadaş bu eylemi ile düşmanın beyninde ve kalbinde büyük bir korku ve yenilgiyi yarattı. Ve halen de bunu yaşatmaya devam etmektedir.

Bu fedai eylemliliği Dersim’de geliştirmesi bilinçli bir tercihti. Türk devletinin 1938 Dersim terletesi ile Tüm Kürtlere, Alevilere vermek istediği mesajlar bilinmektedir. Türk devleti direnişin son kalesi olarak nitelediği Dersim’de halkımıza yönelik geliştirdiği soykırım, asimilasyon, kendini yabancılaştırma ile Kürtlüğün üzerini betonlamak, bitirmek istemişti.  Zilan arkadaşın fedai eylemliliği aynı zamanda halkımızın, kadınların özgürleşmesi temelinde betonları parçalayarak geliştirdiği yeni bir doğuş eylemi, özgürleşme eylemidir.

Bu eylem ile halkımız Türk devletinin Dersim’in, Kurdistan’ın üzerine serpilmek istenen ölü topraktan, soykırımcı politikalardan kurtulmaya başlamış, özgürlük temelinde yeniden yaratılma sürecini hızlandırmış, nitelik kazandırmıştır. Bu fedai eylemi ile başta Dersim olmak üzere tüm Kurdistan’da halkımız, kadınlar büyük bir özgürlük bilinci, direniş ve mücadele etme iradesini geliştirmiştir. Dersim halkımız özüne dönüş çizgisinde yeniden yaratılma, canlanma süreci içine girmiştir. Önderliğimiz, Zilan arkadaşın görkemli eylemliliğini özgürlük direnişini, halkımızın, kadınların özgürlük çizgisine, tarz ve üslubuna, duruşuna tüm mücadelemize mal ederek var oluş çizgimizi güçlendirmiştir. Kadınların, halkımızın bu eylemlilikle birlikte kendine güveni gelişmiştir.

Zilan arkadaşın fedai eylemliliği, aynı zamanda 1995 yılında özgürlük dağlarımızda yapılan ilk kadın kongresine, ilk kez kurulan kadın örgütlülüğüne verilen bir cevaptı. Önderliğimizin kadınların özgürleşmesi için göstermiş olduğu emeğe, cesarete ön açmaya layık olmanın duruşu idi.  Dolayısı ile geliştirdiği fedai eylemi ile kadın örgütlülüğünün gelişmesinde daha ileri adımlar atmasında, hamleler geliştirmesinde yapı taşı rolü oynamış, kadın örgütlenmesine, kadınların ve halkımızın direniş mücadelesine çok önemli bir katkı yaparak hareketimizde öncülük rolü oynamıştır.  Zilan arkadaşın Önderliğimize duyduğu sevgi ve bağlılık, özgürlük düşüncelerine bağlılık, bugün kadınların büyük bir örgüt gücüne, eylem gücüne dönüşmesini sağlamıştır. Bugün milyonların kalbinde Zilan arkadaşın fedailik çizgisi, savaşta ve yaşamda bir komutan çizgisi olarak Kürt halkının ve kadınlarının genlerine yerleşmiştir.

Kadın hareketi olarak, yoldaşınız Zilan’ın mirasına yanıtınız nedir?

Zilan arkadaşın duruşu ve eylemi temelinde yürüteceğimiz çalışmalar, 21. Yüzyılın bir kadın yüzyılı olacağının en somut göstergesi olmaktadır. Dolayısı ile Zilan fedai çizgisi, özgürlük çizgisi Önderliğimize, özgürlük hareketimize, halkımıza yönelik saldırıların şiddetlendiği bu süreçte güçlü anlaşılmalı ve herkesin çalışmalara katılırken göstereceği bir tutum ve duruş olmalıdır.

Bunu sadece bir askerî açıdan bir fedai eylemlilik değil, yaşam içinde faşizme- soykırıma karşı bir duruş, kadın geriliklerine, egemen erkekliğe, verili yaşam düzeneklerine karşı bir ret tutumu olarak ele almak gereklidir. Yaşamda verili egemen erkek zihniyetten ve onun yaşam tarzından bir kopuş ve kendini yeniden yaratma olayı bu temelde direniş duruşu söz konusu olmalıdır.  

Zilan tarzı, APO’cu tarzın çok yetkin, etkili, başarılı bir uygulamasıdır. Pratikleşmesidir. Zilan arkadaş öncelikle bir kadının erkeğin malı-mülkü değil, halkımızın özgürleşmesinin canlı iradesi olmayı bunun için savaşması ve mücadele etmesi gerektiğini bizlere, kadınlara göstermiştir. 

Dolayısı ile Zilan Çizgisi Kadın devrimimizin nasıl ve hangi yöntemlerle geliştireceğimizin şifrelerini bize vermektedir. Özgürlük kolay kazanılmaz. Bedel gerekir. İnsanlık devrimine yol açacak kadın devrimleri ancak despotluğa, diktatörlüğe direnmek ile gelişebilir. Onurlu yaşamanın yolu Zilan yoludur. Zilan onurlu ve anlamlı yaşamın ilham kaynağıdır.

Dolayısı ile Zilan arkadaş 21. yüzyılda mutlak gerçekleştirme, başarma hedefiyle ele aldığımız kadın devrimimizin manifestosudur.  Kadınların eşitlik, özgürlük, adalet arayışlarının ve mücadelesinin, özgür yaşam inşasının ancak ve ancak fedaice, özgürlük ruhu temelinde mücadeleye katılım gösterildiğinde başarılabileceğinin nişanesidir. Zilan çizgisini içinden geçmekte olduğumuz süreçte çok iyi anlamalı ve çok yönlü, derinlikli, yaratıcı bir tarzda uygulamalıyız.

-Zilan’ın fedai eyleminin 27’nci yıl dönümü aynı zamanda Türk devletinin her tarafta saldırılarını tırmandırdığı bir döneme denk geldi. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Türkiye’de faşizmin geldiği düzey ancak direniş ve fedailik çizgisi ile geriletilebilir. Kapitalist modernist sistemin egemen erkekliğinin en yetkin temsili bugün Türkiye’de MHP-AKP öncülüğünde gelişen çirkin erkek ittifakında vücut buluyor. Erdoğan, kadın düşmanlığını çok gerici, faşist bir anlayış temelinde geliştirdiği ittifaklarla pekiştiriyor. Önderliğimiz üzerindeki tecridi yoğunlaştırarak, halkımıza saldırıları yaşamın her alanında, zindanlarda geliştirerek tüm toplumu teslim almak istiyor. Bu hali ile AKP-MHP’nin faşist çizgisi sadece Türkiye için değil, tüm Ortadoğu ve Dünya için de büyük bir tehlikedir. DAİŞ, Taliban çizgisini yeni Osmanlıcılık düşüncesi ile harmanlayarak Ortadoğu’da geliştirmek, halkları, kadınları karanlıklara boğmak istiyor. Kapitalist modernist sistem de bu faşist milliyetçi, dinci, cinsiyetçi politikaları büyük bir yalancılık, ikiyüzlülükle izliyor.  Faşist AKP-MHP’ye sessiz kalarak aslında önünü daha da açarak geliştiriyor.  

Bu bağlamda egemen erkekliğin en çirkin, zorba, yalancı yönleri ile karşı karşıyayız.  Katmerleşmiş baskıya ancak katmerli direnişlerle karşılık verilir.  Unutmayalım ki egemen erkek kötülüklerinin bu denli birleşmesinin ve saldırmasının sebebi, kadın özgürlük mücadelemizden duyulan derin korkudur. Tüm özel savaş imkanlarını, politikalarını devreye koymaları da bu nedenledir. Çürümüşlük özel savaş medyası ile seçim hileleri ile kapatılamaz. Kadın özgürlük mücadelemizin, Kurdistan devrimimizin ne denli değiştirici, dönüştürücü, öncü bir etki yarattığının ve eğer örgütlenip direnişi yaygınlaştırırsak erkek egemen sultasının gün be gün yıkılma imkânının ne denli yüksek olduğunu bilmekteler. Aslında saldırı bunadır. Bu yönü ile içinden geçtiğimiz sürecin saldırgan egemen erkek karakteri doğru anlaşılarak kadın özgürlük mücadelemizi çok yönlü ve etkili büyütmeli, geliştirmeliyiz.

Özgürlük, demokrasi, eşitlik isteyen bir kişi asla çaresiz, çözümsüz kalamaz. Verili egemen erkek sistemin her türlü köleleştirici, çirkinleştiren, yalancı yaşamından kurtulmanın, ona darbe vurmanın bin bir çeşidini bir şekilde mutlaka bulur.  Örneğin Zilan arkadaş saflara bir yıldır katılmış tecrübesiz bir arkadaş olmasına rağmen Önderliğimiz üzerinde geliştirilen uluslararası komployu erkenden fark ederek büyük özgürlükçü bir kadın tavrını ortaya koyabildi. Kimsenin aklına gelmeyecek bir tarzda, kimseden bir şey beklemeden, kendi inisiyatifi ile büyük eylemini planladı ve başarı ile pratikleştirdi. Bu çok önemlidir. Şimdi ise faşizme karşı fedai bir ruh ile çalışacağımız, düşmanı gerileteceğimiz binlerce örgütlenme, eylemlilik mevzilerimiz söz konusudur. Yaşamın her alanında kadınlar, gençler, emek, demokrasi, özgürlük güçleri olarak elde ettiğimiz, kazandığımız özgürlük mevzilerini daha güçlü tutarak bunlara yüklenerek, örgütleyerek büyük gelişmenin sahibi olabiliriz.

Dolayısı ile Kuzey’de, Rojhilat’da, Rojava’da, Güney’de, Şengal’de, Maxmur’da, Avrupa’da ve dünyanın her köşesinde Kürt kadınları olarak şehit Zilan yoldaşın fedai çizgisi temelinde bir yaklaşımla sürece öncülük ederek özgürlük mücadelesine, çalışmalara yüklenip kazanmak zorundayız. Asla pes etmeden Önderliğimizin özgürlük çizgisinde yeterli ve yetkin bir temsil ile çalışmaları yürütmeliyiz. Ve faşizmi mutlak gerileterek, tarihin karanlıklarına göndermeliyiz.

Bu temelde 30 Haziran Zilan arkadaşın fedai eylemliliğinin 27. yıl dönümünde başta kadınlar olmak üzere tüm gençleri, halkımızı, halklarımızı direnişi büyütmeye, bu kara faşizme karşı direnmeye ve özgür günleri yaratma mücadelesini yükseltmeye çağırıyorum. ”Jin Jiyan Azadi” temelinde kazanan, alternatif özgür yaşamı yaratacak kadınların öncülüğünde gelişecek olan özgür toplum direnişi olacaktır.