Eş Başkanlık Sistemi

Eşbaşkanlık sistemi, Kürdistan özgürlük mücadelesinin kendi örgüt sisteminde başlattığı ve eşit temsiliyet ile ilkeselleştirdiği özgür yaşam- özgür toplum modelinin esasını oluşturmaktadır.

Kadının örgütlü gücüyle yaşamın tüm alanlarına aktif katılımı, egemen erkek zihniyetine göre dayatılan tekçi iradenin aşılması ile kadınların demokratik siyaset alanına eşit katılımını düşünce, bilinç ve irade gücü ile sağlamaktır. Kadının eşit katılımı ve temsiliyeti her şeyden önce kadının özgün örgütlenmesine paralel olarak, Kadın Hareketinin temsilinin o alanda sağlanması ve bu yolla kadınların aktif şekilde yaşamın gerçek öznesi olması demektir. Bu anlamda klasik kaba eşitlikçi anlayışı değil, zihniyet dönüşümüne dayalı, kadının varlığının bulunduğu her yerde ataerkiye karşı kölelik zincirlerini kırarak yer alması anlamına gelir.

Toplumun kendini kadın zekâsıyla yönetmesi olarak tanımlanabilecek eşbaşkanlık sistemi, özellikle egemen siyasetin kadın ve toplum köleliğini meşrulaştırıp sömürü koşullarını bunun üzerinden geliştirmesine bir reddediştir.

Egemen erkek aklının eseri olan siyaset daima sömürüyü, baskıyı, köleliği besledi. Bu nedenle anti-kadın ve anti-toplum karakterine sahiptir. Egemen erkek ideolojisi temelinde biçim alan siyasete, kadın erkeğe benzeştiği oranda çarkın içinde yer alabilir. Bu tarz bir siyasetin içinde yer alan kadın toplumun deyimi ile ‘erkek gibi kadın’ olmak zorunda kalır.

Kadın özgürlük hareketi olarak bu anlayış ve yaklaşımlara karşı mücadele ederken aynı zamanda alternatif yapılanmaları da geliştirmekteyiz. Kadın örgütlü gücüyle siyasete katıldığı oranda siyaseti demokratikleştirecek, siyaset demokratikleştikçe toplum da demokratikleşecektir.

Demokratik siyaset alanında önemli bir kurumlaşma olarak geliştirilen eş başkanlık sistemi de bunu gerçekleştirecek örgütlenmelerimizden bir tanesidir. Eş başkanlık sistemi ve eşit temsiliyet kadını tüm karar mekanizmalarında irade sahibi kılacağı gibi, kadınların tüm alanlarda ortak tartışma, ortak karar ve örgütlemelere gitme yaklaşımını güçlendirecektir.

Öncelikle demokratik ulus zihniyetinin bedenleşmesi açısından önemli olan eş başkanlık sistemi demokratik özerkliğin gerçekleşme tarzını da ifade etmektedir. Erkeğin en örgütlü olduğu bu alanda kadın bilinciyle örgütlenme hayati önem taşımaktadır.

Elbette eşbaşkanlık sistemi, kadın iradesini sadece siyaset alanında etkin kılmayı amaçlamıyor. Bu söylem mevcut siyaset anlayışında erkek iradesi çok özgürmüş gibi bir yanılgıyla birlikte ortaya çıkıyor. Devletçi siyaset anlayışı erkeği iradesizleştirmiştir. Erkeğin irade olma ihtiyacı vardır. Kadının da vardır. Eşbaşkanlık sistemi, her iki cinsin özgür iradeleriyle siyasete katılmalarını sağlamanın bir yöntemidir.

Eşbaşkanlık sistemi, bir kadın ve bir erkeğin birlikte oluşturduğu bir yönetim tarzı değildir. Çünkü eşbaşkanlık sistemi kadın ve erkeğin birlikte, köleliğe, iradesizleştirmeye karşı kendi rengi ve özgünlükleriyle varlığını, kimliğini ve ihtiyaçlarını tanımlama ve örgütleme sistemidir. Kolektivizmin ortakçılık, dayanışma ve paylaşım temelinde güçlendirilmesidir. Bireyciliğe karşı bireyi, devletçiliğe karşı toplumsallaşmayı, liberalizme karşı radikal demokrasiyi ve özgür yaşamı geliştirmenin sistemidir. Ahlaki ve politik toplumun savunulmasıdır. Kadının demokratik siyaset öznesi olarak toplumsal değişim ve dönüşüm sürecinde aktif rol üslenmesi ve pratik politaya dahil olmasıdır. Böylece toplumun bir bütün olarak nesneleşen yapısını özneleştirme temelinde değişim ve dönüşüme tabi tutarak yapısal ve anlamsal çözümler geliştirmesidir.

Çünkü eş başkanlık; kadın eksenli bir sistemi ifade etmektedir. Devletli uygarlığın temel siyaset tarzı olan faşist dikta yönetimine, sistemine karşı da alternatiftir. Demokratik uygarlık çizgisinin sistemi olan Demokratik Modernite sisteminin siyaset tarzıdır. İktidarı aşarak demokratik sistemi büyütmeyi amaçlamaktadır.

Dünyanın değişik yerlerindeki eş başkanlık uygulamaları yetki paylaşımı anlamında iktidarcı sistemi yeniden üreterek, kadın ve toplumsal özgürlüklere karşıt iktidarcılık ve devletçilik üreterek bu güçlerin yedeğine düşen bir katılım ortaya çıkarmaktadır. Kadınların ve toplumun enerjisi ve emeği egemen sisteme hizmet temelinde iktidarı pekiştirmek için kullanılmaktadır. Bu anlamda eş başkanlık sistemi demokratik ulus çizgisinde demokratik özerk yönetimlerle devlet idareciliği yerine toplumsal özyönetimi geliştirmenin ekonomik, politik ve toplumsal temsilidir.

Nitekim Kadın Özgürlük Hareketinin çatı örgütlenmelerinden yerellere, belediyelerden tüm alanlara kadar mücadele ettiği her yerde ve tüm çalışmalarında bu sistemi uygulamaktadır. Çünkü demokratik siyasetin bedenleşmesi olarak ifade edilebilecek eşbaşkanlık sistemi, toplumsal olarak kadın açısından çok büyük bir kazanımı ifade etmektedir.

Kadınların birim şeklinde örgütlendiği dönemlerden, partileştiği, ordulaştığı, kurumlaştığı bir bütün özgün örgütlenmesiyle kadının özgürlük yüzyılımızda öncülük ettiği günümüze kadar kota ve pozitif ayrımcılık uğruna uzun yıllar verilen mücadeleler, Kürt kadınlarının mücadelesiyle bugün on yılı aşkın bir tecrübe deneyimine sahip eşbaşkanlık sistemi ile sürmektedir.

Bugün de somut olarak bu sistemin uygulamalarını ve dünya kadın mücadelesine katkılarını Rojava’da yerel komite ve halk meclislerinden kanton yönetimlerinde, Kuzey Kürdistan’da belediyelerden mahalle meclislerine kadar Demokratik, Ekolojik ve Kadın Özgürlükçü paradigmanın dünyada sesinin ulaştığı her yerde görebilmekteyiz.