Önderliğin Özgürlüğü İçin Her Alanda Mücadele Geliştirilmeli

9 Ekim 1998’de başlayan uluslararası komplonun 26. yılına girerken öncelikle Önder APO’nun 25 yıldır yürüttüğü direnişi ve onurlu duruşunu selamlıyoruz. Yine Aynur Artan ve M. Halit Oral yoldaşlar şahsında bu komploya karşı “Güneşimizi Karartamazsınız” sloganı ile fedai eylem gerçekleştirip şehit düşen tüm yoldaşlarımızı ve yurtseverlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. Yine bugün de komplonun boşa çıkarılması için Kurdistan dağlarında amansızca savaşıp şehit düşen tüm yoldaşları Axin Muş yoldaş şahsında saygıyla anarken, Onların özgür ülke ve özgür Önderlik hayallerini gerçekleştirme sözümüzü yeniliyoruz.

FEDAİ EYLEM RUHUNU SELAMLIYORUZ

Ekim ayının ilk gününde Ankara`da, Kürt halkının katliam kararını veren İçişleri bakanlığına fedai eylem yapan Rojhat ve Erdal arkadaşların eylemlerini, komploya karşı gelişen bu fedai ruhu saygıyla selamlıyoruz. Bu ruh, Önder APO’ya yönelik soykırım saldırılarını normalleştirme, alıştırma politikasına karşı en radikal duruşu ve cevabı ifade etmektedir. Rojhat ve Erdal yoldaşların bu duruşları ve kararlılığı, KJK olarak da her daim esas alacağımız duruş ve kararlılıktır. Kadın hareketi olarak bu esarete asla alışmadık ve alışmayacağız. Önder APO`nun fiziki özgürlüğü sağlanana kadar hamle ruhuyla sürekli bir biçimde mücadelemizi yürüteceğiz.

Uluslararası komplo 25.yılını tamamlayıp 26.yılına girdi. ABD, İngiltere ve İsrail öncülüğünde küresel kapitalist sistem 25 yıldır Önder APO şahsında özgür Kürt varlığına karşı her türlü kirli özel savaş yöntemleri ile saldırıyor. Biz de kadınlar, hareket ve halk olarak, devrimci-demokratik güçler olarak 25 yıldır böyle bir komplocu saldırıya karşı Kürdistan’ın özgürlüğü, Türkiye ve Ortadoğu’nun demokratikleşmesi için topyekûn bir direniş mücadelesi yürütüyoruz.

Önder APO’nun geliştirmiş olduğu demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmayı anlamadan uluslararası komployu anlamak mümkün değildir. Faşist T.C devletine gardiyanlık rolünün verildiği ve 26 ulus devleti içine alan bu komplonun, soykırım ve işkence sistemi olarak mutlak tecrit koşullarında pervasızca devam etmesinin anlaşılması için Önder APO gerçekliğini ve paradigmasını iyi anlamak gerekiyor. Önder APO, kadın özgürlüğüne ve ekolojiye dayalı demokratik toplum paradigmasını, ulus devlet paradigmasının çözümsüzlüğüne karşı başta Kürt sorunu olmak üzere bütün iktidar ve devlet sisteminin, erkek egemen zihniyetin ortaya çıkartmış olduğu sorunlara çözüm olarak geliştirdi.  

Uluslararası komplocu güçler Önder APO’nun geliştirmiş olduğu demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmanın gücünü görmüş, paradigmanın gelişmesi halinde beslendikleri kanın son bulacağını anlamışlardır. Devrimi kadın devrimi yapan ve kadına kaybettirilen öncülük misyonunu tekrar kazandıran bir örnekle karşılaşmayan komplocu hegemon güçler, Önder APO gerçeğinde bunun tam tersi bir duruşun olduğunu görüp buna karşı kirli oyunlarını devreye koymuşlardır. Önder APO kadın sorununa sadece kadının toplumun yarısını oluşturması gibi niceliksel anlamda yaklaşmamış, esas olarak kadının ahlaki ve politik toplumdaki rolünden hareketle niteliğine vurgu yapmıştır. Bu nedenle de uluslararası komplo, bir kadın devrimi olan demokratik modernite sistemine karşı köle kadın ve hegemon erkekliğin yeniden inşasını amaçlamıştır.

Hegemon erkek aklına sahip Uluslararası komplonun temel güçleri “önce kadınları vurun” derken, Önder APO “önce kadınları kurtarın” dedi. Önder APO “kadını kurtarmak toplumu kurtarmaktır” belirlemesiyle, adeta 5 bin yıllık hegemon erkekliğe karşı savaş açmış, deyim yerindeyse mücadele cephesini Kürdistan ve Ortadoğu coğrafyasının da ötesine taşımıştır. Özellikle de kadın özgürlükçü paradigmayla Önder APO, Kürt Önderliği olma sınırlarını da aşarak evrensel bir Önderlik düzeyi kazanmıştır. Önder APO ve mücadelesini yok etmeyi amaçlayan uluslararası komplo, Önder APO’nun küresel bir Önderlik haline gelmesiyle birlikte özünde etkisizleşmiştir. Önder APO, kadını kendi sisteminin devamı için köle olarak kullanan erkek egemenliğinin elinden çıkarmış, deyim yerindeyse kadının köleliği üzerinde işleyen bu çarkı can evinden vurmuştur. Bugün ağırlaştırılarak devam eden tecridin de en büyük sebebi Önder APO’nun fikirleriyle aydınlanan kadınların sistemin kölesi olmayı reddetmeleri, ona karşı mücadele etmeleridir. 25 yıl önce Önder APO’yu İmralı zindanına teslim eden komplocu güçlerle, bugün İmralı’da yürütülen mutlak tecridin kararını veren ve denetleyenler yine aynı hegemon güçlerdir.

TOPYEKUN MÜCADELE ÇAĞRISI

Uluslararası komplo Önder APO’yu özgürlük paradigmasını, kadınları yok etmeyi amaçlarken, 25 yıldır İmralı işkence ve tecrit sistemi altında tutulan Önder APO’nun emsalsiz  mücadelesiyle bugün yok olan ve lanetlenen uluslararası komplo ve onun dayandığı zihniyet, siyaset olmuştur. Başta kadınlar olmak üzere, gençler, işçi ve emekçiler,  ezilenler, dünyanın dört bir yanındaki halklar tarafından benimsenen ise Önder APO’nun düşünceleri olmuştur.

Önder APO’yu anlamak, fiziki özgürlüğünü gerçekleştirmek ve kadın özgürlükçü paradigmayı inşa etmek, uluslararası komployu boşa çıkartmak demektir. Kadın devrimi halini alan Kurdistan devrimine karşı yapılan bu komplonun, kadınlara karşı yapılan bir komplo olduğunu anlamak ve bu düzeyde bir cevap vermek gerekmektedir. Başta Kurdistan olmak üzere dünyanın her tarafında Kürt halkı ve Kürt kadınları ve sistem karşıtı güçler, dostlar Önder APO`nun fiziki özgürlüğü için sürekli eylemsellik içindedir, bu tarihi ve anlamlı eylemleri selamlıyoruz. Bununla birlikte tarihin bu en kapsamlı komplosunu tamamen boşa çıkarmak ve Önder APO’nun fiziki özgürlüğünü sağlamak için hamle gücünü daha fazla büyütmeliyiz. Özellikle de kadınlar olarak Önder APO’nun fiziki özgürlüğü kazanılana kadar sokaklarda olmalı, başlatılan hamlelere öncülük yapmalı, yaşamın her alanını mücadele mevzisine dönüştürmeliyiz. Her yerde ve her koşulda soykırımcı mutlak tecridi ve Rêber APO’nun fiziki özgürlüğünü gündem yapmalı, insanlık-kadın-Kürt düşmanı bu uluslararası komployu aşma ve soykırımcı düşmanı yenme kararlılığı ile mücadelemizi büyütmeliyiz.  

Bu temelde başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımızı, dostlarımızı, sistem karşıtı tüm güçleri Önder APO’nun fiziki özgürlüğünü gerçekleştirmek ve özgür bir toplum geliştirmek için demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmayı yaşamın her alanında inşa etmeye, sürekli hamle ruhuyla mücadeleyi geliştirmeye, canla başla başarmak için çalışmaya çağırıyoruz.