Güçlenen Kadın, Onurumuzdur

Yaşamın anlamsızlığını aşabilmek için özgürlüğü hedeflemenin, özgürlüğe kilitlenmenin önemini anlatmaya çalışacağım. Özellikle kadınların içinde bulunduğu anlamsız yaşamı aşabilmeleri için bulundukları durumu aşan iddialı bir yaşamı hedeflemeleri ve özgürlüğe kilitlenmeleri gerekir. Cesaretiniz, gücünüz, bilginiz varsa yeni özgürlük ütopyalarınızı, yeni yaşam biçiminizi kuracaksınız. Duygusal zekânızı, analitik zekânızı geliştireceksiniz. Duygusal zekâ ile analitik zekânızı birlikte kullanacaksınız, birbirini destekler ve zenginleştirir biçimde kullanacaksınız. Kadınlar bir tanrıça edasıyla, ruhuyla kendilerini özgürleştirebilirler. Kadın ruhunu, bedenini ve bilincini bir tanrıça duyarlılığıyla korumalıdır. Nasıl ki din, bir inançla bir şeylere inanıyor ve yapıyorsa kadınlar da bir tanrıça gibi hareket edebilirler özgürlükleri için.  Evet, evet. Bir din gibi. Nasıl ki din bir inançsa, kadınlar da özgürlüklerini bir inanç gibi, din gibi sağlayabilirler, buna inanabilirler, bunun için çalışabilirler.

Açık ki, adı yaşamla özdeşleşen kadının mahkum edildiği statü tamamen anti-Jiyan (Jiyan Kürtçede yaşam demek) ve anti-Jin (Jin Kürtçede Kadın demek) karakterlidir. Halen aklımın almadığı bir husustur bu. Erkek büyük utanmadan kadınla mevcut statü altında nasıl yaşıyabilir? Hele hele namus kavramını tepetaklak ederek, nasıl kadını kendisinin en temel namus konusu yapabilir? Gerçek anlamıyla bununla savaşmayı gerçek namus belledim. İnanıyorum ki, bu savaş özlenen kadını, dolayısıyla yaşamı yaratmayı daha şimdiden şahıslarınızda ve onların kurumlaşmış ifadesinde kanıtlamaktadır. Genelde dünyada, özelde Ortadoğu toplumunda uğrunda yürütülecek en anlamlı sosyal mücadele bu temelde olmak durumundadır. Yüksek performansla bu yönlü mücadelemi onurla yürütüyorum. Ama önemli olan, bu mücadele yükünün altında gerek bireysel gerekse kurumsal olarak başarıyla çıkışınızdır. Bu yönlü mücadele için söylediklerimi tekrarlamak istemem. Benim kadın dostluğu ve yoldaşlığımda sınır yoktur. Ondaki teorik derinlik ve pratik, kabul edilebilir erkekliğin de gerçek ölçüsü olacaktır. Bu perspektif bence estetiğin ve etiğin de en temel ilkesi durumundadır. Güzellik öncelikle bu perpektifteki derinliği yakalamak ve yaşamakla mümkündür. Vatanı, ulusu ve özgürlüğü yaşamanın temel kıstası bu olsa gerek.

Kadına biçim vermeyi ahlaksızlık sayıyorum. Kadının ‘xweda’sı gerekir. ‘Xweda’ kendi kendini doğurmadır. Özgür kadın bir güneş gibi doğar. Jin, Jiyan kelimeleri çok anlamlıdır. Kadınlar kudretli, özgür ve karar sahibi olmalı. Kadın değerli bir varlık. Jin-Jiyan kelimeleri bunun için değerlidir. Benim her söylediğimi bir tabu olarak görmeyin. Öz kararları olan kadınlar yetiştirin. Kadınların özgür yaşam evleri, binaları olmalı. Yaşamı kararlaştıracağınız mekânlar olmalı. Mali fon almanız lazım. Çalışmalarınızın temeline özgür kadın arayışını alın. Tekrar ediyorum, kadınsız yaşam olmaz. Umutlu olun, emek harcayın. İnanarak yapın. Kadın temelli çalışma önemlidir. Kadınlara Ortadoğu’da öncülük ediyorsunuz. Ancak bu şekilde lider olursunuz.

Kadın özgürlüğünü örgütleyeceğiz. Kadını eğiteceğiz. Bunun da çok pratik anlamı var. Özgür kadın evlerinde görkemli kadınlar yetiştireceğiz. Sığınma evleri demiyorum, özgürlük evleri diyorum. Bu evlerdeki kadınlar her şeyi, toplumu, eğitimi, sanatı, üretimi öğrenir; sonra özgür insan olur. Yüzlerce genç kızımız gelsin yetişsin. Kadını düşüreceğine kadını eğit ki erkekle eşit ve özgür insan olsun. Zavallı bir kızı alıyorsun, 70 yaşında bir adama veriyorsun, başlık alıyorsun, sonra da öldürüyorsun. Buna da töre diyorsun. En kötü şey bu. Bu, cahil kadın üzerinde koca kültürüdür. Ben bu karı kocalık kültüründen nefret ettim. Bu kişiyi sahtekar yapar.

Kampanya, bunlar pratik şeyler. Kadın üzerinde örülen ağların yanında çok hafif kalır. Kadınlar bu ağları aşmak için ideolojik ve teorik düzeylerini güçlendirsinler. Bunun için bir araya gelerek gruplar ve birlikler kurmalılar. Diyarbakır’da ve başka yerlerde bitki isimleri kadar sayısız dernek kurabilirler. Doğa ve çevre ile de ilgili dernek kurabilirler. Örgütlülüklerini bunlar üzerinden geliştirip derinleştirebilirler. Her insanın bir grubu, bir örgütü olmalı. Bence örgütsüz insan bir hiçtir. Benim bu yılki sloganım Düşünmeye cesaret edin, daha doğrusu Demokratik ve özgür düşünmeye cesaret edin!

Sokrat’la öğrencisi Eflatun’un dediği şu: “İnsanlar iki türlü üretim yapar” diyorlar. “Birinci üretim neslini sürdürme yani fiziksel üretimdir. Bu basittir. Önemli olan felsefi ve fikirsel üretimdir” diyorlar. Bu şekilde önce felsefeyi oluşturuyorlar, sonra görkemli Atina uygarlığı doğuyor. Ben halk için bir şey söylemiyorum, zürriyetlerini tabii ki devam ettirecekler. Ama iddiası olanlar bunu böyle yapamaz. PKK yönetimine felsefe, fikir üreteceksiniz demiştim. Aydınlar, önderlik yapanlar için bunu söylüyorum. Felsefi, fikirsel üretim yaparsanız, büyük kadro olursunuz. Kadın Siyaset akademisi bir komple akademi olmalı. Kadın orada spordan tut giyime kadar, ekonomiye kadar her şeyi öğrenecek, yapacak. Bu kompleksin bir parkı da olacak.

Her alanda form, örgüt biçimlenmenizi özünüze uygun olarak geliştirmek durumundasın. Cezaevlerinden metropollere, dağlardan çalışmanın özel ve kollektif mekanlara kadar özgün örgütlenme ve eylemliliğinizi geliştirebilme konumuna her zamankinden daha yetkinsiniz. Başka türlü Ortadoğu’nun düşürdüğü kadına çıkışı yaptırmak mümkün olmamaktadır. Büyük bir özgürlük devrimine ihtiyaç anlamlı bir yaşamın olmazsa olmazıdır. Bu nedenle Ortadoğu devrimi bir kadın özgürlük devrimi olarak geliştirilmek durumundadır. Gerçekten yaşadığınız alanlar tanrıça kültünü doğuran alanlar olması itibariyla yerinizin eşsiz olduğu inancındayım. Meşe ağacı kampanyası demiştim. Her tarafı meşelik hale getirin dedim. Dağı, taşı her tarafı yeşilleştirin. 21. yüzyılın devrimi ekolojiktir. Bookchin’e bu yüzden yakınlaştım. Marks, Lenin sanayi kapitalizmine dayanıyordu, biz ekolojik-demokratik toplumsal sisteme dayanıyoruz. Cinsiyet eşitsizliği yıkılacak. Bu üç şeyde toplum yenilenecek. Size şunu öneriyorum: Teori oku, pratik yap diyorum. Kimse meşe dikme diyemez.İlgili çözümlemelerde bu hususu hep açımlamaya çalıştım. Gelinen aşama belirttiğim gibi olsa olsa yolun yarısıdır. Ama unutmayalım ki önemli olan yolun sonu değil (belki de böyle bir son yoktur) yolda coşkuyla kolektif aşkla, güzelliklerle yürümektir, koşmaktır.

Gerçeklerden korkmayın, gerçekler insanı güçlendirir. Gerçeklerle yaşama gücünü gösterdiğiniz oranda, kendi varlığınızın anlamına ulaşabilir ve kendinizi gerçek kılabilirsiniz. Yalan sizi özgürleştirmez, sahte olana tenezzül etmek sizi özgürleştirmez. Ama saptırmayan, dosdoğru ufku gösteren ve bilinci berraklaştıran özelliğiyle gerçek her zaman özgürleştiricidir.

Kendilerini geliştiremeyenlerin kendilerini nasıl mahvettiklerini iyi anlamak gerekir. “Yüzeysel kaldım, derinliğine işleyemedim” demekle kendinizi yüzeyselleştirirsiniz, kaybeder ve kaybettirirsiniz. Devrimin zor iş olduğu ve özgürlüğün zor kazanıldığı gerçeğine ters düşersiniz ki, bununla da kaybedersiniz. Militan düzeyde artık şu gerçekleşmelidir: Bütün ilişkileriniz netleşmiş, bilinçli ve özgürlüğe hizmet eden, hatta kendini yücelten bir tarzda olmalıdır. Bu, duygularda ve sevgi olayında da vücut bulmalıdır

İçinizde kendine güvenen varsa, kadın kurtuluşunun örgütlenmesinde titiz olmak zorundadır. Özellikle genç kızları, bilinçsiz kadınları, köle kadınları mutlaka geliştirmek zorundasınız. Onlara özgürlüğü tanıtmak gerekiyor. Bu da erkeklerden, yönetici erkeklerden ziyade, özgür kadın savaşçılarının bir görevidir. Kendi kişilik ve özgürlük haklarınızı kendiniz savunmalısınız. En yakınlarınız ve aşklarınız bile olsa, bunların sizi koruyamayacağı açıktır.. Ölçüleri yoktur, doğru bir özgürlük ve bağlılık anlayışına henüz ulaşmamışlar.

Unutmayın benden daha tehlikeli bir çarmıhtasınız. Kendisini özgür sananlar hiç bir şey olamaz. Çarmıhta olduğunu anlarsanız, özgürlüğün iğne ucu kadar  da olsa değerini bilirsiniz. Devlet, baba, koca, bana bir şeyler versin bu çaresizliğin ifadesidir. Özgürlüğü çok istiyorsan kendini yetiştir. Gücün kadar iş yap. Tabi ki gücün oranında kaldır, şunu bunu her şeyi yap, haddini, ölçünü iyi bileceksin. Kendi kaderinizi, durumunuzu tartışın.

Nasıl bir yöntem gerekir diye soruldu. Kadının amacı güneş kadar net ise yöntemini bulur. Özgürlük tutkusu güçlü ise, her yol ve yöntem bulunur. Özgürlük konusunda lafazan olmamak lazım. Kafanızın içinde erkek egemen düşünceler varsa şeytan olursunuz. Nasıl yapacağız, önümüzü tıkıyorlar yakınmasına çok kızıyorum. Önümü açın diyenlerden nefret ediyorum. Bunu diyerek erkekten yardım istiyorsunuz. Kocasına sığınan kadından ne farkın kaldı. Başkalarından yardım istemeyin. Önce sen Kaf dağını aş, beynini , yüreğini geliştir. En büyük yoldaşın özgürlük tutkusudur. Beyin ve yüreğini alıştır. Çoçuklar ağlar. Çocuklar gibi ağlamayın. Akılla kendinizi yaşatın, geliştirin.

İçinde bulunduğunuz yaşam koşulları ve biçimi sınır tanımaz kadın köleliği ve çirkinliğine en büyük darbedir. Benim için de gerçek bir gurur kaynağıdır. Önemli olan bu yaşam biçiminin özünü nasıl dolduracağınızdır. Birey ve kurum olarak. Bence erkeğin müdahalesizliğinin azamı sağlandığı koşul ve formasyonunuz işin sırrını teşkil etmektedir. Erkeğe de o koşul ve formasyon altında en başarılı yanıtı veriyorsunuz. Çokça kadın ihtiyacı ve aşkından bahsederler. Ama gayet iyi farkındasınız ki gerçek kadına yönelik aşka ne cesaretleri ne de bunun bilinci ve güzelliği vardır. İhtiyaç ve aşk dedikleri ilkel güdüleri aşmıyor. Ama bununla da aşk gerçekleşmez. Öldürülür ancak. Tanrıların bütün kitapları bu aşkın öldürüm hikayeleriyle doludur. Ademden beri. Fakat sizler yine de özgür veya jin-jiyan-azadi sihirli formülünü öğretmeye temsil etmeye devam etmelisiniz. Soylu şehitlerimize ve onun kadar jin-jiyan olma gerçekliğinize saygı, bağlılık kadar emek gücümle sonuna kadar katkılarımı sunmaya devam edeceğim.

“Mem û Zîn’i, Derwêşê Evdî’yi ve daha birçok destanı bu temelde inceleyip değerlendirebilirsiniz (1). Hepsinin ortak noktası yenilgiyi, yenilgi kişiliğini temsil etmeleridir. Eğer iyi bir mücadeleci ve özlü bir sosyalist olmak istiyorsanız, işe buradan başlayabilirsiniz. Hepsini inceleyin ve kendinize “Yenilmeyen Mem û Zînler olabilecek miyiz?” sorusunu yöneltin. Doğru yoğunlaşın ve net yanıtlar geliştirin. Zorlama yok, tercihi siz yapacaksınız

Sevgi, anlamaya dayalı olmalıdır, anlama nedir? Bu da felsefeye girer. Felsefe nasıl yapılır, nasıl öğrenilir, bunun için de sosyolojiyi çok okumak gerekir, her şeyin de tarihini bilmek gerekir. Sosyolojiyi tarihi perspektiften, felsefeyi tarihi bir perspektiften okumak gerekir, her şeyi tarih penceresinden bilmek gerekir. Bugünü anlamak, tarihi çok iyi bilmekten geçer. Yol arkadaşlığına, anlamaya dayalı sevgi anlamlıdır. Kadınlar bunu başarabilirlerse o zaman kadın olarak da, tanrıça olarak da, aşk öğesi olarak da insan olarak da sevilebilir.

Şu duygumu hatta düşüncemi belirtmeden geçemeyeceğim: hiçbir çirkinlik köle kadınla ve tahakkümcü erkekle birleşmek bütünleşmekten daha alçak ve iğrenç olamaz. Yine hiçbir birlik ve bütünlük özgür kadınla ve tahakkümü yenmiş erkeklikle yaşamaktan daha değerli, güzel ve doğru olamaz.

Erkekler size dayanarak ucuz erkeklik taslamamalılar, siz de onlara muhtaç olarak kendinizi bir zavallı ve yaranmacı konumunda tutmamalısınız. Bu aynı zamanda bir onur sorunudur. İnsan başkalarına yalvarıp yakararak değil, özgücüyle şereflidir.

 

KAZANILACAK ÖZGÜR BİR YAŞAM VAR

Devrimin yolu alışkanlıklara başkaldırıdan geçer, devrim onun yerine kendi yaşanılabilir ölçülerini koymakla kendini belli eder. Salt karşı koymak yetmez. Bir de yerine ne koymamız gerektiğini bilmeliyiz. Aksi halde bir maceracıdan farkımız kalmaz. Bizim de yanılgılarımız ve eksikliklerimiz olabilir. Kadın gerçeğiyle halen yoğun olarak uğraşıyorum. En kolay yol sizlerle uğraşmamak olurdu. Kendime göre birkaç kadın bulup ayarlardım ve bu iş biterdi. Ama dikkat ederseniz buna karşı direniyorum. Kadının özgürlük gerçeğini ortaya çıkarmak, bunun daha genel özgürleşme düzeyini sağlamak için kendimi hiçbir erkeğin cesaret edemeyeceği kadar gelişkin, direnişçi ve genel kılıyorum. Genel bir erkek olmak, sandığınız gibi kolay bir iş değildir.Kadından daha fazla erkek özel kalmak ister, kadın biraz daha genel kalmak ister. Genel kalmak kadının çıkarınadır, ama erkek her zaman özel olmak veya özel mülke çekmek ister.

Bütün yoldaşları, tüm kızları güzelce ortaya koyacak, güzelce yaşama çekecek, sevip sevilebilecek noktaya getirebilmek için de çok çaba harcadık. Çoğu bunun farkında değildir, buna anlam bile veremiyor.

Kadınlar özgürleşmek için kadın kurtuluş ideolojisinde derinleşmeliler, ideolojik güç olarak var olabilmeliler. Erkeklere karşı alacakları çok yol var, erkeğe fazla güvenmemeli. Kadın kendi bağımsızlığını koruyacak. Kadının özgürlüğünden korkmamak gerekir. Ben kadınlara çok görkemli yoldaşlık yaptım, kadınla çok güçlü bir arkadaşlığım varSizlerin özlemleri yaşam gerekçemdir, sizinleyim. Asla ucuz, değersiz ve acılara anlam vermeyen ilişkilere girmeyin. Tüm ilişkileriniz acılardan süzülmüş, büyük ve anlamlı sevgi değeri olmalıdır. Dogmatik olmayın ama asla ilkesiz de olmayın.

Özgürlük mücadelesini basit ele alıyorsunuz. Ama elinize verilen silahlar değerlidir, bunlar kimliğinizi bulmanız içindir. Müthiş örgütlü olun ki sizi ezmesinler. Güzellik ölçüleriniz olsun. Erkekte yiğitlik ölçülerini, eşitlik ölçülerini arayın. Sadece yönetim gücüne dayanarak sizi kullanmaya çalışan erkeği sevmeyecek ve kabul etmeyeceksiniz. Yönetim adı altında geliştirdikleri yaklaşımlarla kızları toplumdakinden daha geri bir düzeyde bırakmışlar. Bunlar ciddi sorunlardır ve çözümü de kendi mücadelenizde bulmalısınız.

Hepinizde önemli bir sıçramanın gerçekleşmeyişini, özgürlük bilincinizin ya geri ve çarpık olmasında ya da fazla gelişkin olmamasında görüyorum. Ne derseniz deyin, özgürlük istemleriniz sıradandır, yüzeyseldir, bilimsel ve tarihi boyuttan yoksundur. Savaşla fazla bağlantısını kuramamak kadar, yaşamın kabul edilir sınırlarıyla da sağlam bağlantısını kurmamışsınız. Onun için sıkışıyorsunuz, yaşama büyük değer veremiyorsunuz ve mücadeleniz sonuç alıcı olamıyor. Sürekli yoğunlaşma ve anlama gücü, sürekli örgütlenmeye zorlar. Örgütleme de sürekli eylemi geliştirir. Gece gündüz düşüneceksiniz. Fırtına koparacaksınız. Oluşturacağınız birlikler fırtına birlikleri, ateş ülkesinin birlikleri olacaktır

Özgür yaşam sadece bir bireyin, bir cinsin kendi kendisiyle uğraşması demek değildir. Özgür yaşam kadın için de erkek için de her şeyden önce teorik bir sorundur. Örneğin dağdaysanız çok derin bir yurtseverliği solumaktır, silaha bağlılıktır, bu da örgütsel silahtır, ideolojik silahtır. Sistem bu özgür yaşamı yutmak, imha etmek istiyor. Bu konuda yapılması gereken yaşam mücadelesine çok derin ve ilgili yaklaşmaktır; müthiş hazırlıktır, eğitimdir, herkesi bir savaş birliği haline getirmektir.

Amacını büyüten bir kişi, ona ulaşma yöntemini ve araçlarını da kesinlikle bulur.  Eğer bu konuda zayıfsanız, bilin ki amaç yoğunlaşmanız yetersizdir, amaca laf düzeyinde bağlısınız demektir. Her şey çok nettir. Birini ciddi bir göreve getirmek istiyorsanız, onun amaç büyüklüğüne, bununla birlikte amaç bağlılığına ve yöntem geliştirip geliştirmediğine bakacaksınız. Yani kişinin amacı olacak, yöntemi olacak, çabası olacaktır. Bunlar birleştirilmedikçe etkili bir militan olunamaz. Araç tarzdır, tempodur, hitaptır. Bunları başlatacak noktaya getirmedikçe, bir yerde amacınıza ters düşersiniz. Bunun için çaba, yani uğraş ve enerjik olma gereklidir. Bütün bunları önünüzü biraz daha aydınlatmak için belirtiyorum. Esas olarak şüphesiz arayışı ve uğraşıyı kendiniz geliştireceksiniz.

Bugünlere kolay gelinmediği gibi, dar ve ufuksuz bir yaklaşıma da asla müsaade edilemez. Belki de tarihte biz tırnakla kopartma, iğne ile kazmanın özgürlük savaşçılarıyız. Bu yönlü aşınmış, yitirilmiş ve oluşmamış ne kadar duygu ve düşünce yetersizliğiniz varsa hızla aşın. Bu konuda doğru yola girildiğinde ve amaca bağlanıldığında, tek başına da olsa, bir insanın zaferi yakalamasının mümkün olabileceğini Önderlik gerçeği kanıtlamıştır.

Savaşta zafer, yaşamda özgürlük düzeyini büyük bir çabayla geliştirmeye çalışırken, kadın hareketimizin de bundaki rolünü açığa çıkarmaya, savaşımın olduğu kadar özgür yaşamın da ateşleyici bir gücü haline getirmek için çözümleme gücümüzü sürekli geliştirmeye ve özümsetmeye her şeyden önce büyük bir ağırlık veriyoruz. Esas başarılı bir gelişimin bununla bağlantılı olacağı düşüncesindeyiz. Özgürlük eğilimi köklü esas alınmazsa, süreç boyunca tıkanmaktan kurtuluş sağlanamaz ve bütün pratiklerde daralma ortaya çıkar ki, yaşadığınız da biraz budur. Esasta belirleyici olan bireyin özgürlük tutkuları, özgürlük düşüncesi ve iradesi oluşmuşsa, pratikte ciddi bir yetersizlik, sıkça hatalar ve daralmalar olmaz.

Savaşın zafer ölçülerini, örgüt ölçülerini temsil etmeyen erkek, kadını bir düşkünden daha değersiz kullanır ve atar. Yaşadığınız acılar size kar kalır. Dönüşmemiş erkek bu kadar tehlikelidir. “Bu partilidir, savaşıyor, yiğittir, bana sahip çıkar” demeyin. Dönüşmemiş, saflara bağlanmamış erkek, kadın düşmanıdır, çok tehlikelidir ve çirkindir. Aynı zamanda kendini çok ince kamufle eder, sinsi bir biçimde dayatır ve kurnazdır.

Kadınlara sesleniyorum. Ve diyorum ki, kadın özgürleşmesini Ortadoğu’da zekâ, savunma, güzellik temelinde bir güneş gibi yaratacağınıza inanıyorum. Gerçek özgürlüğe hiç olmadığımız kadar yakınız. Biliyorum özgürlük kolay inşa edilmez. Bu konuda bedel gerekebilir, zorlanabilirsiniz ama ben de burada zorlanıyorum, buna rağmen cevap olmaya çalışıyorum. Özgürlüğü inşa edeceğiz. Kürt halkının özgürlük iradesi beni umutlandırıyor. Özgürlük ekmek ve sudan daha değerlidir. Kadını özgürleştiremeyen devrim, devrim değildir. Kadını örgütleyemeyen örgüt, örgüt değildir. Yaşamı kurtarmayan vatanı milleti kurtaramaz. Benim için bir kadının özgürlüğü vatanın özgürlüğünden daha değerlidir. Herkes değişik biçimde kadınla olmak ister. Benim kadınla olmam hep yücelerde seyretmiştir. Asla alçalmasına fırsat vermedim. Önemli olan da budur. Soylu şehitlerimize ve onun kadar jin-jiyan olma gerçekliğinize saygı, bağlılık kadar emek gücümle sonuna kadar katkılarımı sunmaya devam edeceğim.

Yapılan kapsamlı çözümlemeleri mutlaka özümsemelisiniz. Çünkü tarz, tempo ve hitap kadın çalışmalarında daha da vazgeçilmezdir. Çok âtıl kalan, üslubu ve hitabı fazla olmayan, vurgulayıcı ve direngen olmayan bir kadın köle kadına yakındır. Buna da hakkınız yoktur. Dili en çok kesilen kadının güçlü hitaba sahip olması bir özgürlük işaretidir. Sağlam bir tarzın ve temponun sahibi olmak, yine özgürlüğün bir işaretidir. O açıdan bunları bir görev olarak anlamalı, eksiği olan bütün yoldaşlar bunu gidermenin savaşımını sağlam bir pratiğin başlangıcı olarak değerlendirmeli, ona göre kendilerini vermelidirler.

Bir yandan özgürlük çok değerli diyoruz, oraya yöneltiyoruz, diğer yandan ölçülerimize dayanamayacağınız standart bir yaşama durumunuz vardı. O, sizi en kısa yoldan iki uç arasına bağlamayı hüner sayar. Biz ise tersini yaptık, ‘göklere uçun’ dedik. Bu da muhteşem bir şeydir. Uçmak, melekleşmektir. Güzel bir şey, ama sizde kanat yoktur. Hayali büyüktür, ama kendisi yetmez. Diğeri de çok aşağıdadır, bana hiçbir zaman çekici gelmedi ve hep esef ettim. Biz böyleyiz, artık bizi tanıyın ve ona göre bizimle nereye kadar yürüyebileceğinizi kararlaştırın.

Güçlenen kadından gurur duyuyorum. Ama saflarımızdaki erkeğin güçlenen kadından çekindiği ortaya çıkmıştır, hatta bu kadının önünde engel teşkil ediyor. Biz ise bunu doğru bulmuyoruz. Güçlenen kadın, onurumuzdur. Güçlenen kadınla yaşamak değerlidir. Güçlenen kadın yaşamdır. Zayıf kadın, bağımlı kadın moral değerlerimiz açısından sakıncalıdır, zayıflatır. Bunu dayatan erkek hem sınıfsal anlamda hem de moral değerler açısından sakıncalı bir yaşamı dayatıyor demektir. Köle ruhlu kadın arayan, sadece kendisine bağlı kadın arayan bir erkek, bizim meclisimizde hem cinsler arasındaki eşitsizliğin kaynağıdır hem de ulusal ve toplumsal kurtuluşta özgürlük düzeyinde ciddi bir sapmayı ifade etmektedir. Dolayısıyla eğer tutarlıysanız, güçlü kadın olmanın tüm alanlardaki eşitliğin ve özgürlüğün bir teminatı olduğunu bilerek, bunu yaşanmaya değer görmek, hatta mücadeleyle bağdaştırıp onu zenginleştirici bir biçimde göstermek de bir görev olarak düşünülmelidir.

Sevginin işçisi olarak tanımlıyorum kendimi. Sizler için yaşıyor. Sizlerin özlemleri yaşam gerekçemdir, sizinleyim. KAZANILACAK ÖZGÜR BİR DÜNYA VAR. KAZANILACAK ÖZGÜR BİR YAŞAM VAR.

Ben bir kadın özgürlük savaşçısıyım, bu konuda çok radikalim. Kadın özgürleşmesini Ortadoğu’da zekâ, savunma, güzellik temelinde baharla birlikte bir güneş gibi yaratacaklarına inanıyorum. Birgün mutlaka gerici ve zorba erkeği hizaya getirecek güçlü kadına ulaşacağınıza dair duyduğum inançla, sürecin ruhuna uygun mücadelenizi yükseltmenizi diliyorum. Bu minval üzere tüm alanlardaki ve anlardaki siz yoldaşları, dostları bilgece, güzelce ve aşkla selamlıyor, kucaklıyor ve başarı diliyor, zamanınızın yıl ve yıllarını kutluyorum. Yeni dönem, umarım sizlerle buluşma onurunu da bahşedecektir.

İdeolojide bilimselliği geliştirmeliler. Moral değeri, bağlılık değeri büyük olmayanlara değerlerimiz emanet edilemez. Bunlar büyük zarar veriyorlar. İddiası ve inancı büyük olmayanlara hiçbir şey verilmemeli.

Abdullah Öcalan

  • Mem u Zin kürt şehri Cizrede 1450 yılında yaşanan ve 17.yy da Ahmedi Xani tarafından yazılan bir aşk destanıdır. Konusu birbirine aşık olan ancak toplumsal ve sınıfsal nedenlerden kaynaklı kavuşamayan iki gencin trajik öyküsüdür. Derwese Evdi Ezidi bir genç ile müslüman bir kürt aşiret kızının trajik bir aşk destanıdır. Aşiretini işgale karşı savaşarak koruyan bir yiğit, karşılığına evlilik vadeden genç kızın çağrısına cevap veren yiğit ezidi gençin hikayesidir).